1. yakın, yanında, el altında (zaman/yer bakımından).
    The day of victory is at hand: Zafer günü yakındır.
vadesi gelmek Fiil
yakında olmak Fiil
vakti gelmek Fiil
arifesinde olmak Fiil
gelip çatmak Fiil
yakında olmak Fiil
emrine amade olmak Fiil
eli altında parası olmak Fiil
eli altında olmak Fiil
komşu kapısı yakınında oturmak Fiil
yakınlarda oturmak Fiil
(a) yakın, el altında, yakın(ın)da, yöresinde, (b) yakın (gelecekte).
yakın civara ziyaretlerde bulunmak Fiil
eldeki iş
huzurdaki dava İsim, Hukuk
bir şey eli altında olmak Fiil
dolaysız, aracısız, doğrudan doğruya.
(a) doğrudan doğruya, aracısız, asıl yerinden/kaynağından.
I learnt it at first hand from my neighbor.
(b) bizzat.
I found out at first hand by seeing it with my own eyes.
(at) second hand: ikinci elden, elden düşme.
ikinci elden
… aracılığı ile, vasıtasıyla, eliyle.
bir şeyde eşsiz beceri sahibi olmak Fiil
becerikli olmak Fiil
bir şeye ehil olmak Fiil
bir şeyde büyük deneyim sahibi olmak Fiil
daima el altında olmak Fiil
haberi ilk kaynağından almak Fiil
bir şeye katlanmak Fiil
bir şeyi kaynağından öğrenmek Fiil
ilk elden satın almak Fiil
ikinci elden (kullanılmış) satın almak Fiil
(ilk defa olarak) bir işe girişmek, yapıp yapamayacağını denemek.
dergi çıkarmaya kalkmak Fiil
birşeyi ilk kez denemek Fiil
birşeyde şansını denemek Fiil